Günümüzde neredeyse çikolata yemeyen veya sevmeyen yoktur… Bu kadar çok modern duran ve her yaşa hitap eden bu güzel gıda bilinenin aksine çok eski zamanlara dayanmaktadır

Çikolata her ne kadar modern bir gıda gibi dursa da aslında çok ama çok eski tarihlere dayanıyor. Hatta eski diye bildiğimiz bir çok gıdadan daha da eski. Çikolata kaynaklara göre tahminen 4000 yıl önce keşfedildiği düşünülüyor. Tarihi kaynaklarda yazılanlara göre çikolata ilk kez Meksika topraklarında kullanılmış. O dönemde meksika topraklarında yaşayan halk çikolatayı yemektense bir içecek haline getirip içmeyi tercih ediyor. Çikolata ilk kez Orta Amerika da tropikal yağmur ormanlarında yetiştiriliyor. Daha sonra yetişen bu ürünler fermente edilerek macun haline getiriliyor ve bu ortaya çıkan çikolata günümüzden çok farklı halde kullanılıyor. Çikolata sıvı şeklinde acı bir tatla kullanılıyor. Olmek, Aztek ve Maya ırkları bu içeceğin güç, enerji ve mutluluk verdiğini düşünüyor. Bu yüzden bu 3 ırkın tarihinde çikolatalar büyük yer tutuyor, özelliklede Mayalarda…
Mayalar çikolatadan en çok etkilenen milletlerden birisi olabilir. Mayalar kakao ve kakao ağaçlarını dinlerinin temellerine oturtmuş ve yer yer onlara tapmışlardır. Kakao ağaçları karanlık çağ dönemlerinde ekilen kutsal ağaçlardan en önemlisidir onlar için. Hatta kakao mayalarda para birimi olarak kullanılmıştır. Mesela bir kaç takas işlemine örnek vermemiz gerekirse: 4 kakao çekirdeği = bal kabağı, 10 kakao çekirdeği = 1 tavşan, 100 kakao çekirdeği = 1 köle diyebiliriz. Mayaların yıkılışı ile kakao’da değerini yavaş yavaş kaybediyor. Bir süre değersiz olarak tarihte ilerleyen kakao Azteklerin yükselişi ile tekrar para birimi olarak kullanılmaya başlıyor ve eski değerine kavuşuyor. Aynı zamanda Aztekler sayesinde kakao’nun dünyaya yayılışına adım atılmış olunuyor.

Kristof Kolomb’un keşifleri sırasında Aztekler ile Kristof Kolomb karşılaşıyor ve Aztekler kendisine bir miktar kakao veriyor. Bundan sonrasında bazı kaynaklarda Kristof Kolombun kakao’yu Avrupaya yaydığı söyleniyor. Bazı kaynaklarda ise Kristof Kolomb’un eline kakao geçmiş ama hiç Avrupaya getiremediği yazıyor. Biz ikinci yoldan devam edelim. Bundan sonra Hernan Cortes adlı İspanyol bir kaşif kakao’yu taşımaya devam ediyor… Meksika’yı işgal eden Cortes, kakao’yu da Avrupa’ya taşıyan ilk kişi oluyor. Cortes ilk olarak kendi ülkesi olan İspanyaya getiriyor. İspanyollar ilk kez bu içeceğe şeker katarak bu acı gıdayı günümüz haline yaklaştırıyorlar. İspanya yüz yıllar süren uzun bir dönem boyunca bu güzel gıdayı Avrupadan saklıyor. İspanya kralı III. Philip’in kızı prenses Anne ile Fransa kralı xııı. Louis evlenince çikolataya düşkün prensesin Fransaya bir sürü çikolata getirmesiyle bu güzel gıda Avrupa’ya yayılmaya başlıyor ve bunun sonucunda çikolataya artan talep ile sömürge ülkelerinde (genellikle Afrika) kakao tarlaları kuruluyor. Uzun süre soyluların ulaşabildiği çikolata, çikolata makinesinin icadı ile yapımı kolaylaşıyor. Bu makine sayesinde çikolata hızlıca toz haline getirilip sıvı veya katı şeklinde tüketilebiliyor. Bu şekilde çikolata halkın her kesminin ulaşabileceği bir gıda haline geliyor.
Osmanlıda ise çikolata 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başında halka açılıyor. Osmanlıda genellikle sütlü çikolata seviliyor ve diğer ülkelerin aksine genellikle katı halde kullanılıyor.