Halk arasında soğuk algınlığı üşütme ile ortaya çıkan bir hastalık olarak görülmektedir. Doktorların Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu şeklinde teşhis koydukları hastalığın asıl olarak üşütme ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Özellikle mevsim geçişlerinde görülen hastalığa virüsler neden olmaktadır.
Mevsimsel grip ve soğuk algınlığı birbirine karıştırılan iki ayrı hastalıktır. Grip; burun akıntısı, boğazda ağrı, kas ağrısı ve kuru öksürükle kendini gösterirken semptomlara 2 yaş ve altı çocuklarda ateş ilave olur. Kalabalık ortamlarda ve ortak havalandırmaların olduğu mekânlarda hastalığın yayılma hızı daha fazla olmaktadır. Özellikle okul hayatına başlayan çocuklar ilk dönemlerde ciddi sağlık sorunları ile sık aralıklarla karşılaşabilirler.
Aynı Yıl Birden Fazla Soğuk Algınlığı Yaşanabilir mi?
Özellikle çocuklarda aynı yıl içerisinde değişen sayılarda soğuk algınlığı yaşanmaktadır. 5 yaşına kadar sağlıklı bir çocuk yıl içerisinde farklı hastalıkların birleşmesi ile birlikte 8 kereye kadar soğuk algınlığına yakalanabilmektedir.
- Sık hastalanan çocuklarda farklı bir sorun olup olmadığı konusunda endişe yaşanmasına gerek yoktur.
Soğuk algınlığına yakalanan bir kişiden solunum yolu ile bulaşan hastalık öksürük, hapşırık ve salya ile ortamdaki diğer kişilere de kolay bir şekilde bulaşmaktadır. Bu hastalıktan korunmanın en önemli yolu düzenli el temizliğinin yapılması ve maske kullanılmasıdır.
C Vitamini Takviyesi Soğuk Algınlığına Karşı Etkili mi?
Bu konu toplumda büyük merak uyandıran bir konudur. Özellikle kış mevsiminin yaklaşması ile birlikte vücudun bağışıklık sisteminin artırılması insanları hastalıklara karşı koruma altına almaktadır. C vitamini takviyesi ile korunmak isteyenler yeterli derecede meyve ve sebze tüketimi yapamadıkları zamanlarda dışarıdan takviye almayı düşünmektedir.
- Bu dönemde sıvı tüketiminin olabilecek en üst seviyeye getirilmesi gerekmektedir.
- Çorba ve çay gibi sıvıların sıcakken değil ılıkken tüketilmesi boğaz üzerinde ciddi rahatlamanın yaşanmasını sağlayacaktır.
Bu konuda yapılan klinik çalışmaların sonucunda C vitaminin bir grupta hastalığa yakalanma konusunda hiçbir artısı olduğu görülemezken, bir grupta ise bu riskin yarı yarıya azaldığı tespit edilmiştir. Doktorlar bu hastalığa yakalanan kişileri C vitamini alma konusunda bilinçlendirmeye çalışmaktadır. Bunun yanında vitaminin asidik etkisinin olduğu ve özellikle mide rahatsızlıkları olanlarda dikkatli kullanılması gerektiği de gözlerden kaçırılmamalıdır.
Soğuk algınlığında özellikle burun akıntısı ve boğazda yaşanan sorunların azalmasına yönelik olarak antihistaminik ilaçların önerildiği bilinmektedir. Yine klinik deneylerde bu tür içerikli ilaçların hastaların yarıdan fazlasında belirtilen fiziksel sıkıntıların etkisinin azaldığının kanıtlanması yönündedir.
Buhar Tedavisinin Soğuk Algınlığı İle İlişkisi Var mı?
Bu konuda yeterli araştırma olmamasına karşılık özellikle kış aylarında ısıtma sistemlerinin ev içerisindeki nemi azalttığı bilinmektedir. Nem olmayan ortamlarda daha fazla kuruyan burun ve boğaz, hastalığın etkileri ile daha fazla sıkıntı yaratmaktadır.
- Bu nedenle ortama buhar veren makinelerin kullanılması her zaman olumlu sonuçlar vermektedir.
- Makinesi olmayan kişilerin de oda içinde su bulundurmaları önerilmektedir.
Bu dönemde kullanılan dekonjestan etkili ilaçların ise özellikle burun tıkanıklığı konusunda etkili olduğu bilinmektedir. Burnu tıkalı olan kişiler nefes almak için ağızlarını açmakta ve bu durum boğazında kurumasına ve mikroplar ile daha kolay karşılaşma riskini artırmaktadır.
Şifalı Bitkiler Soğuk Algınlığı Tedavisinde Etkili mi?
Evlerde uygulanan bitkisel tedaviler özellikle soğuk algınlığında etkili sonuçlar vermektedir. Ihlamur ve adaçayı kullanımının bu dönemde artırılmasına ek olarak ekinezya bitkisinden de yararlanılması önerilmektedir. Bu bitkinin kullanıldığı klinik deneylerde hastaların yarıdan fazlasının daha hızlı iyileştiği tespit edilmiştir. Boğaz ağrısına iyi geldiği bilinen ekinezya çayı aynı zamanda sıkıntı yaratan kuru öksürüğe karşı da etkilidir. Ateş düşürücü etkisi ile özellikle vücut direncinin artması üzerindeki etkileri ile tercih edilen şifalı bitki, saman nezlesi diye bilinen hastalıkta da olumlu gelişme sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Hazırlanan çayın günde 3 kez içilmesi ve bu yardımcı tedavinin 10 gün kadar düzenli olarak devam etmesi önerilmektedir.
Soğuk Algınlığı ve Antibiyotik Kullanımı
Ülkemiz bilinçsiz ilaç kullanımında 3.dünya ülkeleri ile yarışır seviyededir. Her hastalananın antibiyotiğe sarılması vücudun bu ilaca karşı direnç geliştirmesine neden olmaktadır. Antibiyotiklerin virüsler üzerinde etkili olmadığı tıbben kanıtlanmış olduğundan soğuk algınlığında antibiyotik kullanımının hiçbir etkisi olmadığı da açıklanabilir.
- Gerçekten antibiyotik kullanılması gereken durumlarda süreç hem uzamakta hem de istenen etki görülmemektedir.
Doktorların bu durumda neden reçete yazdıkları konusuna ise annelerin dayanılmaz ısrarı sebep olmaktadır. Bilinçsizce alınan ilaçlar farklı hastalıklara neden olabileceği gibi antibiyotiğe ihtiyaç duyulacak hastalıklarda da gereken etkinin görülememesine veya beklenenden geç görülmesine neden olabilecektir. Burada doktorlara düşen görev hastaların konu hakkında yeterince bilgilenmelerini sağlamaktır. Son dönemlerde yapılan uygulama ile eczanelerden reçetesiz antibiyotik alınamamaktadır. Bu uygulama bilinçsiz kullanımları daha düşük seviyelere indirmiştir.
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarının Farklı Hastalıklar İle Etkileşimi
Boğaz ve bademcik iltihabı, orta kulak iltihabı ve sinüzit gibi hastalıklarla birlikte görülen üst solunum yolu enfeksiyonunda antibiyotik tedavisi kullanımı uygun bulunmaktadır. Beta mikrobu ve bakterilerin dâhil olduğu hastalıklarda çözüm antibiyotiklerdir. Bu tür bulgularda ilaç tedavisine ek olarak ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile boğaz ağrısını ve burun akıntısını geçirecek ilaçlar tavsiye edilmektedir. Mevsim başında özellikle çocuklara ve yaşlılara önerilen grip aşısı da hastalığın görülme hızını azaltmakta ve aynı zamanda etkisini de düşürmektedir.
