Televizyon bağımlılığının üzerimizdeki etkisi. Neden televizyon izlemememiz gerekir?
Televizyon İzlemeyi Bırakmak İçin 10 Neden
Zamanını boşa harcarsın.
Evet bu aslında kulağa sürekli çalınsa da önemini kaybeden bir cümle oldu. Fakat ben size bunu örnekleyerek açıklayayım. Kendiniz hayal kurmak yerine başkasının hayalinin içinde kayboluyorsunuz. Bunu kitap okumakla karıştırmayın. Kitap okurken karakterlerin elini, yüzünü, dokunuşunu kendi içinizde canlandırıyor ve hayal ediyorsunuz. Fakat televizyon izlerken görsel zekanızı da abluka altına alıyor ve o karakterden dışarı çıkamıyorsunuz. Beyninizin sadece sol lobunu çalıştırması nedeniyle de beyin gelişiminizi yavaşlatmakla kalmıyor yavaş yavaş geriletiyor.
Sosyal Etkileşimden Maruz Kalma
Yemek yerken ya da çay içerken, ailemiz veya arkadaşlarımızla sohbet etmek yerine televizyon izlemek zamanla iletişim bozukluğuna yol açıyor. Öyle ki bazen dizimizin olduğu günde planımızı erteliyoruz veya o gün için kendimize tatil planlıyoruz. Bu da zamanla etrafımızdaki insanlar arasında iletişimimizin kopmasına ve sosyal bağlarımızın zayıflamasına neden oluyor.

Karamsarlığa Sürükleme
En çok da izlediğimiz pembe diziler, mutlu sonlu filmler hayatımızın zor olduğunu daha çok yüzümüze vuruyor. Sanki filmde ki gibi gerçek hayatta da herkes için her şey yolunda da sadece tüm zorlukları biz çekiyormuşuz gibi. Şöyle düşünün kaç defa bir film izlerken “Bu gerçek hayatta olsaydı böyle olmazdı.” Dediniz. Bence birçok kez hepimiz kullanmışızdır bu veya türevi bir cümleyi.
Gerçeklik Algısını Bozma
Evet yanlış duymadınız. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre o yıl yayınlanan film/dizi türlerinin konularının birkaç sene içerisinde suç oranına dönüşüp gerçek hayata geçmesi ortalama 5 yıl. Örnek vermek gerekirse bu yıl genel olarak kadına şiddet suçları ön planda olan dizi ve filmler çekiliyor ve çok fazla tutuluyor. Bunun ardından 5 yıl içerisinde kadına şiddet suçu artıyor. Umarım iyi açıklayabilmişimdir.

Yetersizlik Duygusu Oluşması
Dizi ya da filmdeki karakterler o kadar kusursuz olmasalar da bir şekilde talih onlara gülüyor. Kimisi âşık oluyor, kimisi terk edilip daha sonra iyi bir yere geliyor, kimisi süper kahraman oluyor ve bu böyle uzayıp gider. Tüm bunlar bazen 2 saatlik bir filme bazen birkaç sezonluk diziye sığdırılıyor. Fakat biz insanlar bir ömür boyu inişlerle çıkışlarla var oluyoruz. Bugün işten atılınca yarın iş bulamıyoruz. Ya da pembe dizilerdeki gibi her maddi durumu düşük olan bir kız yolda yakışıklı ve iş adamın kör kütük âşık olduğu kız oluvermiyor. Hal böyleyken biz de yetersizlik duygusu oluşuyor. Hep bir daha güzel, hep daha yakışıklı, hep en iyi olmanın hayalini kuruyoruz. Umarım herkes hayal ettiği yere en kısa sürede gelir ama bu ne iki saatte ne de iki sezonda olacak bir iş değil.
Bilinçaltı Programlama ve Reklamcılık
Size dış mihraklar zihninizi ele geçirmeye çalışıyor demeyeceğim. Çünkü zaten zihniniz sizin elinizde değil. Bir şekilde farklı gördüğünüz her şey size zamanla normal gelmeye başlamasının açıklaması ne olabilir? Dikkat çekici reklamlar, pazarlama dersleri veya bir şeyi satmak veya reklamını yapmak adını tonlarca ders neden var sanıyorsunuz? Bir şekilde bir şeyler bizlere dikte ediliyor. Basit düşünün kozmetik reklamlarında daima güzel burunlu, mükemmel ciltli kadınlar var. Sanki her kadın bu koşullardaymış gibi. Bu maddeyi şu cümleyle bitirmek istiyorum: Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz. Biçim veremediğimiz şeylerin biçimini alıyoruz.

Öz Disiplin ve Öz Denetimde Düşüklük
Öz disiplin dediğimiz şeyin yüzeysel açıklaması, bireyin kendi sorumluluklarının bilincinde olması ve zaman yönetimini planlayabilmesi diyebiliriz. Sürekli televizyon izleyen kişilerde bu sorumluluk bilinci gelişmiyor ve daha tembel daha hantal bir yaşam sunuyor. Kişi kendi sorumluluklarını yerine getiremediği gibi etrafında olan biten iyi ya da kötü tüm olaylara kayıtsız kalıyor.
Hareketsizlik
“Türkiye‘de ise 2018 yılında hane başına televizyon izleme süresi 7 saat 7 dakika olurken, kişi başına izleme süresi ortalama 4 saat 18 dakika olarak gerçekleşmiştir.” Bu TİAK araştırmasıdır. Bu sayılar bana korkunç geliyor. Düşünün ki herkes günde yaklaşık 4 saat hareket etmeden televizyon izliyor. Bu durumun ileride doğuracağı sağlık sorunlarını düşünebiliyor musunuz?
Televizyon Bağımlısı Bir Nesil Yetiştirme
Çocuklarımızı bazen sakinleştirmek için bazen bir işimizi yapabilmek için ellerine tablet, telefon veriyoruz veya televizyondan çizgi film açıyoruz. Bazen işimiz uzuyor ve bu çocuğumuzun televizyon başında daha fazla vakit geçirmesine sebep oluyor. Peki bu ne kadar doğru? Aklınıza geliyor mu çocuğunuz kaç defa çizgi film izlemek istedi, yapması gereken bir sorumluluk varken? Aslında bunu çocuğumuz 5-6 yaşlarına gelene kadar anlamıyor fakat sorumluluk alması gereken zamanda bunun belirtilerini çok net görebilirsiniz. Bu aşamaya gelmeden lütfen gereken önlemleri alın.
Çocuklarda Ruhsal Dengesizlikler ve Erken Ergenlik
Çok fazla televizyon izleyen çocuklar yaşamlarında çok fazla sinirli veya fazla hiperaktif olabiliyorlar. Aynı zamanda erken girilen ergenlikle karşı karşıya kalabiliyorlar. Çocuklarımızın vücudunu ve zihnini bu kadar etkileyen kutulara ise binlerce TL para ödüyoruz, taksitlere giriyoruz. Sizce değer mi?

Ben 22 yaşındayım. Şu ana kadar izlediğim televizyon saatlerini güne vursak bir elin parmaklarını geçmez. Kendimce yaratıcılığımı buna borçluyum. Kitap okumayı sevmeyi buna borçluyum. İnsanlarla iletişim kurmayı, sohbet etmeyi, bilgiye aç oluşumu televizyon izlememeye borçluyum. Eğer televizyonu hayatımın ortasına koysaydım, bunlara vaktim kalmayacaktı. Merak etmeye, araştırmaya, okumaya… Siz de kendi çocuklarınız sağlığı için onlara yeterli zamanda televizyon izletmelisiniz. Kendiniz de bu şekilde. Size kalan zamana şaşırıp kalacaksınız.