Günümüzde rekabetin artmasıyla da tüketici bir ürün alacağı zaman birden fazla ürün arasında seçim yapabilmektedir. Burada da devreye üreticilerin ikna kabiliyetleri devreye giriyor.
Tüketiciyi Anlamak ve İkna Etmek

Tüketiciyi anlamak ve İkna Etmek Günümüzde rekabetin artmasıyla da tüketici bir ürün alacağı zaman birden fazla ürün arasında seçim yapabilmektedir. Burada da devreye üreticilerin ikna kabiliyetleri devreye giriyor. Bundan dolayı da diğer rakip firmalardan nasıl sıyrılırız diye düşünmeye başlıyorlar. Bir ürünü iyi bir marka adı altında fiyat performans acısından iyi olacak şekilde piyasaya sunuyorlar. Hangi firma tüketicinin dünyasına daha hızlı şekilde girerse o kadar başarılı oluyor. Sadece içlerine girmek değil, onların dünyasına girebilmek hatta onların gözünden bakabilmeyi sağlamak asıl nokta haline geliyor. Tüketicinin, üretici firma ‘beni anlıyor, beni dinliyor.’ demesi çok önemli bir nokta. Bir diğer nokta da tüketicinin markayla nasıl bir bağlantısı var, bizi seçerse neden bizi tercih etti sorularını sormak lazım. Örneğin, üniversite çağındaki gençler daha çok Defacto, LCW, Koton gibi markaları, fiyatları daha uygun fiyatlı olduğu için tercih eder. Ürünler fiyat performans açısından da iyi olduğu için de. Ürünlerde de gençlere hitap eden bir dil kullanıldığı için gençleri kendilerine çekiyor. Altınyıldız gibi firmaları da daha orta yaşlı ve elit kesime hitap eder. Tüketiciyi ikna ederken kullanılan dil çok önem arz ediyor. Bir gence hitap edilirken ki konuşulan dille bir yaşlıya hitap edilirken ki dil aynı olmamalı. Birinde daha sade ve anlaşılır bir dil kullanılırken diğerinde daha karmaşık ve espirili bir dil kullanılmasına dikkat edilmeli. Sadece yaşa göre de reklam çalışması uygulanmaz. Türkiye’de yayınlanan bir reklam filmiyle Amerika’da yayınlanan bir reklam filminin aynı olmasını bekleyemeyiz. Örneğin, Türkiye’de çekilen Coca Cola reklamında Ramazan ayındaysak iftara ve sahura dikkat çeker. Amerika’da çekilen bir reklam da ise Noel Bayramına dikkat çeker. Ortaya müziklerde giriyor. Örneğin, Turkcell’in #çokçekici hastagiyle yaptığı reklam çalışmasında kullanılan birbirinden farklı yörelerin şarkıları-türküleri aynı reklam filminde bir araya getirilmesi Türkiye’nin 81 ilinde de aynı şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz mesajını veriyor. Reklamlarda ünlü isimlerin kullanılması da aynı şekilde o ürüne olan güveni artırır. Örneğin, yıllardır Mavi’nin reklam yüzünün Kıvanç Tatlıtuğ’un olması insanlarda güvenin oluşmasını sağlıyor. Bir başka örnek de yıllardır dondurma denince akla Yalın geliyor. Algida’nın reklam filmlerinde yaptığı şarkılı reklam filmleriyle insanların hem aklında hem de kalbinde taht kurdu. İnsanlar yazın geldiğini tamamen Yalın’ın Algidaya reklam filmi çekmesiyle anlıyorlar. Sonuç olarak, insanlar ikna olmaya çok hazırlar ancak bunun nasıl ve hangi şartlar altında olacağına firmalar karar veriyor. Kim daha önce o güveni verirse o firma müşteriyi kapıyor. En büyük güvende kulaktan kulağa yayılan bilgilerden oluyor. İkna gücünün kuvvetli olması bir reklamcının her zaman maça bir sıfır önde başlamasını sağlıyor. İnsanlar genelde reklam filmleri benim dikkatimi çekmiyor dese de insan beyni kendisini çeken bir konuya dikkat kesiliyor. Bunu da alışverişe çıktığımız zaman çok daha rahat bir şekilde görüyoruz. O yüzden reklamcılar, hız kesmeden kültürel farklılıklara dikkat çekmeye devam etmeliler.